Kremalog

Kategoriler

11 Haziran 2023 Pazar

Senede bir gün...

 Yine bir yıllık yazısı yazmaya geldim. Bu bloğu açarken spor gazetecisi Bülent TİMURLENK'in aceto bloğuna özenmiştim. Yılda yüzlerce harika yazı yazılan bir blog oluşturma fikri romantik olsa da hiç de öyle kolay değilmiş. Sonra haftada bir yazarım dedim olmadı, ayda bir... O da olmadı! Artık yıllık yazılara geldik.


Dönemsel bir özet geçmek gerekirse, boşa geçen bir yıl oldu. YMM dosyası yakıldı, işler biraz ferahladı, seçimle kargaşa dolu bir dönem geçirdim ve özelde bozulmaya başlayan kafa ayarlarımın tadilata alınması sürecini yaşıyorum.



18 Şubat 2022 Cuma

Sadeleşme zamanı...


Bu bloğu açma fikri yazı üretme isteğimden kaynaklasa da geçen zaman çok üretken olmadığımı gösteriyor. Sanırım bunda bir temanın olmaması da ayrıca etkili. 

Burayı bir anı defterinden ziyade daha uzun uzadığa birşeyleri değerlendirmek veya kendimce denemeler yazmak için oluşturdum. Geldiğim noktada ise anladığım; ana konusu belirsiz bir mecrada üretme fikrinin anlamsız olduğudur. Bu sebeple bir ana tema seçimi yaparak odağıma fotoğraf ve görsel sanatları alıyorum. 

Bakalım bu fikri sürüklenme beni bir yere götürebilecek mi...  

24 Nisan 2021 Cumartesi

Yıllar Yollar Krediler Kediler...

Aylar yıllar geçiyor, zaman akıyor ve blog sürekli boş kalıyor. Gerçi gelip giden ya da yazıları okuyan da yok ancak yine de yazmadıkça hayıflanıyor insan.

Yazmadığım dönemin en büyük olayı elbette Covid 19 Pandemisi ve onun hayatımıza soktuklarıyla hayatımızdan çaldıkları diyebiliriz. Maske insan ifadesinin ortasına kabus gibi çöktü, aylarca evde kaldık, ara ara kısmen serbestleştik ama her seferinde daha kötü bir şekilde kapandık. Ekonominin de kötü etkilenmesiyle ne tam kapanabilen, ne tam açılabilen tam Türk usulü bir sistemde yaşamaya devam ediyoruz.

Aradan geçen bir yılda şahsi olarak bir sürü kredi borcu oluşturdum, mesleki olarak hayatımda değişen hiçbir şey olmadı. Gerçi ülkeye baktığımızda da değişen tek şey döviz kuru diyebiliriz, onun da benim gibi sadece borcu artıyor. 

2020de yaptığım en güzel şey motosikletle Adrasan'a gitmekti. Birkaç günlük kamp ve sonra gerisin geri İstanbul'a dönüş. Yolda kısa maceralar ve küçük uğrak noktaları oluştursam da her güzel şey gibi hızlı bitti.

Mimar Sinan GSF'de her şey güzel ama gidemiyorum, dersleri takip edemiyorum zira bir YMM bataklığına düştüğüm için oraya odaklanamıyorum. 

Bu seneden beklentilerim büyük, çamurlardan kurtulup bu işi bırakacağım ve okula daha çok zaman ayıracağım ve bir kedi sahipleneceğim. 

6 Ocak 2020 Pazartesi

Yeni yıl 2020...

Bloğu açtım ve daha önceki yazılarıma baktım. Galiba hep yıl başlarında yeni yazı yazıyorum. Biraz tembel bir blog kullanıcısıyım sanırım.

Geçen seneden bu yana değişen neler var diyerek bir muhasebe yaparsak, iş güç aynı, o zaman var olan kız arkadaşım artık yok, ondan sonraki de artık yok! Çok iyi bir arkadaşımı kaybettim! Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Fotoğraf bölümünü kazandım ve inanılmaz bir keyifle okuyorum. Her hafta fındıklıda boğaz kenarındaki fakülteye gitmek ve o güzel insanlarla bir şeyler paylaşıp fotoğrafla ilgilenmek çok güzel. Sonra ymm olmaya çalışıyorum sınavlar filan çok sıkıcı...

Bir sonraki yazımda okula nasıl girdiğimi yazayım da bunu isteyen insanlara bir faydam dokunsun.

25 Şubat 2019 Pazartesi

Geçen Zaman, Motosiklet ve Hayaller

İnsan oğlu hayatı boyunca bir şeyler yapmaya, bazı şeylere sahip olmaya çalışıyor. Neredeyse yıllar önce diyebileceğim kadar önce yazdığım bir önceki yazımda motosiklete olan isteğimden bahsetmiştim. Şimdiki konu aradan geçen zamanda sahip olduğum iki motosiklet ve yenisinin ne olduğunu bilmeden ona binmeye duyduğum hasret duygusu. ilk motorumu ya da ikincisini özlemiyorum doğrudan motosikletin üzerinde olmayı özlüyorum. Demir atın üzerinde insanoğlu kendini gerçekten çok güzel hissediyor.

Motosiklet alma hevesimin kaynağı çocukluğumda babamın sahip olduğu motordur. Yıllar sonra İstanbul'a iş için gelip yerleşince önce 2014'te ehliyetime A2 ekledim ve 2 yıl doğru zamanı bekledim. 2016 yılı başlarında Turing kurumunun eğitimine gittim ve neredeyse doğru dürüst bir motosiklet sürme bilgim yokken bir kaskım oldu. Mevsim gelsin, param olsun derken bir anda Bajaj Pulsar 200NS'e bakmaya gittim, bayilerden fiyat sordum derken şişli motoser Doğan YALTALIER'den bir anda motoru aldım. İlk motorumu sıfır almış olmak bu yazıyı yazdığım tarih düşünülünce gerçekten çok güzelmiş.  

 

Bajaj Pulsar nasıldı derseniz yaklaşık 7 bin km kullandığım kara kaçanım ara sıra marş sorunları yaşatsa da (üzerine oturmayınca çalışmak istemezdi) biraz sorunlu vitesleri olsa da onu çok seviyordum. Her şeyiyle ilk motor olarak hep iyi anılar bıraktı bende. Bu motor vesilesiyle Doğan ağabey ile tanışmanın müthiş keyfini de yaşadım tabi. Herkese tavsiye ederim. Her şeyden önce güzel insan ve iyi bir usta.

2016 sezonunu karakaçanla geçirdikten sonra 2017 nisanında onunla vedalaştık. Artık motor kullanmayı biliyor olmak ve rüzgarın tadına bakmış olmanın getirdiği arsızlık büyük hacimli motorların çekimine kapılmama sebep oldu. Her gün internetten Yamaha, Honda, Kawasaki arasında gidip gelirken iş hayatım bir anda tepe taklak oldu. Günlük olarak Anadolu yakasından Yenibosna'ya gidip gelmem gerekiyordu. Bu sebeple hem ekonomik hem konforlu bir motora ihtiyaç duydum. Arayışlarım beni Yamaha Xmax 250 ve SYM JoyMax 250 arasında seçim yapmaya itti. Bu kıyas içinde motoru sıfır almayacak olmam ve aradaki fiyat farkına değmeyeceğini düşündüğüm için SYM'de karar kıldım ve ikinci maceramız Tuzla'da bulduğum 2015 model bir maxi scooter ile devam etti. 

 

Geniş selenin kral tahtı ambiyansı, bagaj hacmi, yüksek cam (Cam Givi, standart değil) , vites sıkıntısının olmaması, kamyon gibi yan aynalarıyla çok güzel bir motordu. Uzun yollara çıktım, onunla kalbimdeki kadını taşıdım arkamda, hiç üzmedi beni. Tek bir sefer olsun gitmem demedi. Takım elbise giydiğim iş günlerinde ofis koltuğunda otururcasına konforla ağırladı beni. Bagajına serdiğim ceketimi hiç kırıştırmadı. Ancak bu hayatta memursanız ekonomik sıkıntılar yakanızı asla bırakmıyor. 2018 yılında böyle bir dönemde kendisiyle ayrılmak mecburiyetinde kaldık.

Yıl oldu 2019 ve yavaş yavaş bahar geliyor. Motor binen herkes bu hissi yaşıyordur sanırsam. Gece yatağa yatınca, çalışırken, yolda yürürken içinizden gelen bir rüzgar isteği oluyor. Sonra internetten ilanlara bakmaya başlıyorsunuz. Bakarken hayaller, ekonomik durumunuz, hayatınız ve diğer her şey arka planda aklınızdan geçiyor. Sonra o motora biniyor ve her şeyi bırakıp gidiyorsunuz. Mesele hangi motora bindiğim değil benim için, en pahalıdan en ucuza hepsinde aynı şeyi arıyorum. Yolda olmak, rüzgarı hissetmek, bazı şeyleri kısa süreliğine arkada bırakmak istiyorum. Hayallerimde North Cape'e uzanıyorum. Avrupa'nın güneyini yalayıp Kuzey Afrika'dan dönüyorum. Tahran yollarından geçip Hindistan'a gidiyorum. Motor benim için, benim gibi birçokları için sadece iki tekerli bir şeytan icadı değil, bir hayal makinesi. Bakalım bu hayaller bizi nereye götürecek.


1 Şubat 2016 Pazartesi

Motosiklet...

İlk Tanışma...

Çocukluğumda Adıyaman'daki evimizin kapısında oynarken rahmetli babamın kırmızı bir motosikletin üzerinde çıkıp geldiği günden bu yana motosikletleri severim. Babamın motosikleti Simson S51'di öyle küçüktüm ki beni önüne alır ve deponun üzerine oturtur, motorun arkasına halı gibi iki tarafından sallanan heybesini atardı. Heybenin bir yanına oltaları diğer tarafına su ve erzaklarımızı koyar Atatürk barajının her yanını gezerdik. Herhalde bende iyi anılar bırakmış olacak ki motosikletlere olan sempatimi hiç kaybetmedim. Lise ve üniversite yıllarım motosikletsiz geçse de kendi paramı kazanmaya başladığımdan bu yana planlarımın arasında bir tane edinmek hep vardır. Geçtiğimiz yıl bu planı uygulamaya koymak için bir adım atarak ehliyet kursuna başvurdum ve mevcut ehliyetime A2 eklemesini yaptım. 


Türkiye Turing Kulübü 10.000 Moto-Kurye Eğitimi

Bu sene yavaştan motor piyasasına bakmaya başladığım sırada müthiş bir hizmetle karşılaştım. Facebook üzerinde Türkiye Turing Kulübünün "10.000 Moto-Kurye Eğitim Projesi" ilanını görünce üzerine tıkladım. İlanın içeriğine bakınca bunun sadece kuryelere özel bir eğitim olmadığını, A2 ehliyet sahibi herkesin katılabildiğini öğrendim ve o anda başvurumu yaptım. Geçen hafta katıldığım eğitimi motosiklet kullanıcılarının yakından tanıyacağı Rahmi BARUTÇU veriyor. Turing Kulübünün Seyrantepede  bulunan merkezinde, çok samimi bir ortamda, gerçekleşen bilgilendirici bir eğitimin ardından tüm katılımcılara LS2 marka ECE 22.05 güvenlik sertifikalı kask ve giyildiğinde sürücünün görünürlüğünü arttıran reflektif yelek hediye ediyorlar. Eğitimde motosiklet kullanan herkesin mutlaka bilmesi gereken konulara değinildi. Mutlaka tüm sürücülerin bu eğitimi alması gerektiğine inanıyorum. Tabi bu eğitimin yanında içinde pratik bulunan güvenli sürüş eğitimleri de mutlaka alınmalı!

Bu programı hazırlayan, aracı olan, sponsor olan herkese şahsen teşekkür ederim. Anlatılanlar hiçbir işe yaramasa bile en azından katılanların güvenlikleri için bir kask veriyorlar. Belki ucuz bir şey ama en azından belirli bir standartla üretilmiş ve asgari güvenlik görevini görecek kadar kaliteli. Katılımcıların arasında bu kaskı bile alamayacak durumda olanlar vardı ve ellerine aldıklarında çok mutlu oldular. Türkiye Turing Kulübü bu eğitim sonrasında artık çıtayı yükselttiği yerden indirmemeli  ve tüm araç kullanıcılarıyla arasını sıcak tutmaya devam etmelidir. 



Not: Turing Kulübü yerleşkesine kendi motorunuzla gidebilirsiniz, park yeri konusunda sıkıntı yok. Ayrıca eğitim süresince sınırsız çay, kahve ikramı var.

Eğitime Katılım için Türkiye Turing Kulübü İnternet Sitesi

Eğitime Katılanların Deneyimlerini Okuyabileceğiniz Forum